kadınsan

Kadınsan kadın gibi olacak,
Adam gibi adamı seveceksin…

Yürüyünce güller açacak önünde,
Ağlayınca inciler dökülecek.
Güneş seninle doğup seninle batacak.
Vermeyi de almayı da
Bileceksin doyuncak…
Sert olacaksın yerinde,
Yerinde yumuşacık…
Söz dinleyip susmayı da
Bileceksin usulcacık…

İşveyi, nazı, cilveyi de
Gülüp eğlenip raksetmeyi de.
Oyun bileceksin kadınsan…
Süründürüp yalvartmayı,
Tutsak edip bağlamayı,
Kaçmayı, kovalamayı,
Av olup avlamayı,
Gözlerinden niyetini,
İstemez görünüp istemeyi
Bileceksin kadınsan…

Akıllı olacaksın kadınsan.
Leb demeden leblebiyi,
Nerden gelinip nereye gidildiğini.
Rüzgarın nerden estiğini bilecek
Çevirip yelkenleri
Çekmeyeceksin boşa kürekleri…
Anlatınca dinlemeyi,
Konuşunca dinletmeyi,
Sorulunca söylemeyi
Bileceksin kadınsan…

Doğurgan olacaksın kadınsan.
Çatır çatır sancılı olsa da analık,
Adam edip adamı,
Birlikte büyüteceksin
Onu da kendini de…
Gıkın çıkmayacak nankörlüğe
Bağrına taş basıp
Elin öpüldüğünde
Öğüneceksin kadınsan…

Sefil etmeyeceksin kocanı, evladını,
Aşını, ekmeğini kotaracak
Gözünü budaktan sakınmayacak
Sözünü kimseden esirgemeyeceksin…
Yoku yaratmayı,
Tozu kiri paklamayı,
Lafı sözü aklamayı,
Kusurları saklamayı,
Karanlığı dağıtmayı
Bileceksin kadınsan…

Kırılgan olmayacaksın kadınsan.
Ağlatanı ağlatacak,
Kapılarını kapatacaksın…
Diz çöküp yalvaranı da
Affedip okşayacaksın…
Basan olursa damarına,
Çattın mı hele kaşlarını,
Ateşle oynayacak
Bir koyup bin almayı
Bileceksin kadınsan…

Sabırlı olacaksın kadınsan.
Ateşin suyun keyfini beklemeyi,
İlmek ilmek üretmeyi,
Bazen önde olup bazen çekilmeyi
Düğümleri çözmeyi bileceksin…
Derin tasasız uykuları özleyecek,
Açlığa yokluğa katlanacak,
Alnının terini biriktirecek,
Kan tükürüp kızılcık şerbeti içtim
Diyeceksin kadınsan.

Ağlamayı öğreneceksin,
Çareler tükendiğinde.
Yırtınıp dizlerini döverek,
Başını taşlara vurarak
Burnunu çekip için için de…
Elin kolun bağlandığında
Tuz bassalar yarana
Sessiz çığlıklar atmayı da
Bağırmayı, isyanı da
Öğreneceksin kadınsan…

Yılmayacaksın kadınsan.
Zalimse kocan,
Nankörse bir de evladın
Ardından gideceksin yazgının…
Yıkılsa da evin ocağın
Kesseler akmayacak kanın.
Taş taş üstüne koyup yeniden
Sarıp yaralarını
Başlayacaksın en baştan…

Dayanacaksın kadınsan.
Ateşlerde yanmaya
Rüzgarlarda savrulmaya,
Köpek olup yalvarmaya,
Dolmaya boşalmaya…
Sözün ağırına,
Sevginin arsızına…
Kurtlar kemirse de içini,
Kudursan da ihtirastan
Dayanacaksın ihanete, yalana…

Alışacaksın kadınsan.
Bahara kışa,
Gündüze geceye,
Çevrime döngüye,
Erimeye çürümeye…
Gidip te dönmeyene,
Kadir kıymet bilmeyene
Alışacaksın…
Ateşin sıcak,
Suyun soğuk,
Taşın sert,
Bıçağın keskin olduğuna
Alışacaksın…
Aşkın yalan,
Sevginin gerçek,
Sevmenin alışmak olduğuna…
Kollarında olanınsa yanında olmadığına
Alışacaksın kadınsan…

Kadınsan kadın gibi olacak,
Adam gibi adamı seveceksin…

Ankara-23.03.2005

karacasevgi

karacasevgi

Kendi aklımca baktığım göğüme
önce yıldız(ları) görürüm ve tekrar baktığımda ise
ay-ı,Kamer`i görürüm ve
gördüğümde Kamer`i hah! ! ! dedim
işte sevgi….dememe kalmadan
kaybolup gitti

sabaha vardığımda güneşi gördüm bu kez de
taaa akşam kavuşana kadar ve
gelince zamanı güneş de battı
zaten zevâle giden varlık
yâr olamazdı gönlüme
‘O’ baki,kalıcı olmalı dedim

sever sever seversin dolu dizgin ve
cümleler üretirsin ‘O’na en bulunmazından
şiirler hep ‘O’nu içerir harf harf
ve en güzel sıfatları takarsın da
işte budur hepsine lâyık
derken bitiverir

unuttuğunu sandığında acısını
başka biri girer gönlüne ve
bu kez en güzel hitâbeler ‘O’na dairdir
ay-ın güneş-in olur adetâ ve
çok iyi olan her şey gibi
kolayca oda bitiverir yine ahlar

o güneş her sabah yeniden doğar
ve ay yerine konulan sevgilinin
yerini alır gururluca
zihninde budur dersin cân sevgili
olacağına bak hele! ! !
yine gitme vakti ve gider güneş

peşinden nefes nefese koşar dalarsın denize
yetmez ve dar gelen denizden
deryalara atlarsın
kulaçlarını; kâh yıldız(lı) gecelere
kâh ay-ın doğduğu zamanlara
kâh güneşin altında atarsın

tuzu damağında iken denizin hanüz
gönlüne uyarak,yeni ufuklara
yelkenleri fora edersin
yinede hiç birini unutamazsın sevdiklerinin
ve ne yapmalıyım demelerin savaşır içinde
göm kalbine,dersini al ve
yenisiyle kıyaslama sakın
sadece hatırla bir yaz günü güneşin sıcaklığında
ve sevgi; sevgi; sevgi…

…KARACASEVGİ…

niyetine El-FATİHA….

kardeş acısı gösterme rabbim

kardeş acısı gösterme rabbim

Eyer bir gün kaerdeşim’e birşey olursa
Ben o gün nasıl biir şekilde olurum
Allahım eyer kardeşim olmayacak sa bu dünya da
Ben hiç olmiyim daha iyi çünkü kardeşimden Değerli hiç birşey yok gözüm de hee arada beni
Kızdırır ama ona bişey olursa bu beni yıkar
Bende o anda ölürüm hemde bin kere bir gün
Kadeşimin başı yarıldı anda bayıl dım niye Kardeşim ölüyo du çünkü ve allaha bin şükür Şimdi onun bana sünettini de gösterdi inşalah Düğününüde gösterir ben bu hayatta 4 insana güvenirim
Biri:ANNEM
Biri:BABAM
Biri:TEYZEM
VE
Biri: kardeşim
olacaktır
seni çok seviyorum **KARDEŞİM**

karıma

karıma

seninle uyanacağım her sabah.
açmadan pencereye odamda göreceğim haziran güneşini açaraçmaz gözlerimi.
balkona çıkmadan duyacağım,
hanım eli ve taze çim kokusunu
başını her çevirişinde hissettiğim o deniz meltimi
içine karışan tuz ve yosun tadı.
senden esiyor tüm rüzgarlarım aşk yelkenlerim sevdanla doluyor.
inanamadan tekrar tekrar okuyorum
canım sevgilim
isminin sununda benim soy ismim yazıyor,
değişti sana artık hitabım
aldığım defterde öle yazıyor
dökerken kelimelere her harfi
ağzımdan canım karıcım çıkıyor.

KISKANIYORUM

KISKANIYORUM

BİR GECE VAKTİ
DENİZ KENARINA VURAN DALGALAR KADAR SAKİNDİN SEN
YAKAMOZLARDAN BİLE KISKANIRDIM SENİ
BİR ÇİÇEK TUTSAN HEMEN ALIRDIM ELİNDEN
ÇÜNKÜ;SENİN TEK ÇİÇEĞİN BENDİM
TAHAMMÜLÜM YOKTU BAŞKALARINA

BENİ BU KADAR ERKEN BIRAKIP GİTMEYECEKTİN
ÇARESİZ VE YAPAYALNIZ
UMARSIZCA BIRAKMAYACAKTIN

SÖZÜNÜ TUTMADIN FARKINDAMISIN?
TEK BIRAKTIN BENİ BURADA

BEN ŞİMDİ SENİ TOPRAKTAN TAŞTAN BİLE KISKANIYORUM
SENİ DELİLER GİBİ ÖZLÜYORUM
VE SENİ ÇOOOOKK SEVİYORUM…

CANIM ABİ

konuşmak istemiyorum

konuşmak istemiyorum

İki yakasını bir araya getiremediğim
uzun geceler ve
vuslatın çok uzaklarda ki ağırlığı
binerde omuzlarıma
çekerim zevkle
kıyamam silkinip atmaya

en sadık arkadaşlarımla
çekeriz bu yükü
ağarmayı unutan gegeceler
cılız mı cılız yıldızlar ve
şavkı kaymış ay ile

oysa
yaşamadığım nice mevsimler
sığdırıldı bu ömre
en mavisi kıyısında denizin
uyanan kokusu toprağın ve
her tür çiçeğin rayihası
rüzgarların yalayarak geçtiği
ne günlerdi be!!!

meğer yaşam sandığım
onca yıl,nasılda kayıp gitmiş
sahibine sormadan,sorumsuzca
bir ömrün maviyi arayan asumanından
kayıp gitmiş görünmeden

nerede,nasıl yıpranmış anlayamadan
bu yürek,bu ziya dolu gözler
her açıldığımda beyaz gül bırakan bu eller
ve her levçesi sevgi olan
nice sözler ah!!!

bir bu kirli şehre ve
suratı kara, karadeniz`e
nasılda onca anım ki eskimemesi için
anmadığım
dokunmaya kıyamadığım değerlerimi
doyumsuz seyrine yani göz kamaştıran
özgün temaşa“larımı
emanet etmişim

şimdi tükenmiş zamanı ve
yolun yollara bölündüğünü
bilmek istemeyeceğimi, hiç
hesaba katmayışım ve
artık sormayın,konuşmak istemiyorum

saatler,takvimler,günler
aylar ve uzuyan yıllar
tüm her şey ayrılığı demliyor
susun;istemiyorum konuşmak
kanıyor ve acıyor tüm hücrelerim
ve her şey ayrılığı demliyor
….şimdilerde….

Kuzayde Bir Yer

Kuzayde Bir Yer

Kuzeyde Bir Yer
Kısa küçük ve
Unutulmaz
Zaman
Erdi
Yine sona
Doyumsuz
Esinlerle

Baharın
İçimizde yeşertiği
Ruh gibi

Yeryüzünü ve yüreklerimizi
Etti bir an
Rahat şu misafirhanede.

KİM OLDUĞUNU BİLMEDİĞİM BİRİNE

KİM OLDUĞUNU BİLMEDİĞİM BİRİNE

Karşılıksız aşkının zehrini taşıyordu bana
Kokusu sinmişti inatçı ruhuma, kitalarıma, ellerime…
Öyle çok öpüşürdük ki,
Ağzının tadıyla yerdim yemeklerimi…
Öylesine inanıyordu ki dünyadaki son aşkla beni sevdiğine,
Bir gün ansızın korkunç bir özlem duymaya başlamıştım
Kim olduğunu bilmediğim birine…
Şimdi ağzımda karşılıksız aşkın o aç tadı…
Karşımda o…
Yine hüzünlü, yine yenik…
Ama eşitiz artık,
Damarlarımızda karşılıkız aşkın o zehirli kanı…
CEZMİ ERSÖZ

meli/malı evlilik

meli/malı evlilik

Meli/Malı Evlilik

Evlilik
İki rengin uyumudur
Birbirine karışmadan
Birbirini karıştırmadan
Varolmak yanyana.

Evlilik
İki rengin uyumudur
Ben kırmızı, sen sarı
Sen soldurmadan
Ben kızartmadan utançtan.

Evlilik
İki rengin uyumudur
Ben kırmızı, sen sarı
Galatasaraylı olmaktır
Saraylara layık
Asil olmak, asil kalmaktır.

Evlilik
İki rengin uyumudur
Ben beyaz, sen siyah
Beşiktaşlı olmaktır birlikte
Asaletle süzülmektir
Yıldızlar okyanusunda.

Evlilik
İki rengin uyumudur
Ben sarı, sen lacivert
Fenerbahçeli olmaktır
Sarı sarı kalabildiğince
Lacivert maviye dönmedikçe.

Evlilik
Üç büyüklerden biri olmaktır.
İki ayrı bedenin
Gönül birliğiyle.
Ama ideal bir evlilik
Galatasaraylı olmaktır
AB standartlarında
Bazen üstünde hatta
Başarıyla kazımaktır
İki bireyi
Ortak bir yaşama.

Evlilik
Hani ideal olanı
Sonbaharda sarılar içinde
Kurumadan ve solmadan
Kıpkırmızı bir gül kalmaktır
Kumrulara öykünmüş
Bir çift aslan olarak.

Erdal Alga