Kategori arşivi: Aşk Şiirleri

Yılların eskitemediği aşk dolu kalpler için veya çiçeği burnunda aşkını kalplerinde yaşayanlar için hazırlanmış binlerce şiir

yıkılmışım sevda yolunda

yıkılmışım sevda yolunda

Yikilmisim sevda yolunda umudum kalmamis hayatan,
Sensiz yasamak zor gelir bana,
Bu evren seniz bana yalan,
Birakma beni buralarda,
Vurulmusdan fena oldum senin gidisinden sonra,
Sen benim gözyasimdin akmayacakdin gözümden,
Ama istemeden aktin gözlerimden…

yıktın dünyamı

yıktın dünyamı

HER DAMLA GÖZYASIN BiR HANÇER OLDU
SAPLANDI GÖGSÜME iÇiM KANIYOR
BiR YANGIN YÜREGiNE DÖNDÜ YÜREGiM
YEDiGiM HER LOKMA ZEHiR OLUYOR

NE ÜMiTLERLE SEWMiSTiM SENi
NE DELi TUTKUYLA BAGLANDIM SANA
NE HAYALLER KURMUSTUM SENiN iÇiN
YIKTIN ÜMiDiMi BAGRIM KANIYOR

YALNIZ GÖZLERiM DEGiL BU ASKA AGLAYAN
YALNIZ YÜREGiM DEGiL BÖYLE KAVRULAN
BiR ÖMÜRDÜ KÜL OLUP SAWRULAN
SENiNLE YASADIGIM YILLAR AGLIYOR

İSMİNİ ANDIM

İSMİNİ ANDIM

dün gece yalnızdım yine nöbette
karanlık yollarabakıp hep seni düşündüm
isyan eder gibi zalim kadere
şarkılar söyleyip hep seni andım

belki sesimi duyan olmadı
karanlık geceye seni anlattım
hayalin çıkmadı bir an aklımdan
kulağın çınlasın ismini andım

boğazımda hıçkırık gözümde yaşlar
canlandı karşımda bir bir anılar
sen varmışsın gibi yanı başımda
kulağın çınlasın ismini andım

ıslak caddelerim

ıslak caddelerim

şehrin toprak sokaklarında,göz yaşlarını soluyorum
bakışlarınla güneşi batırıyor,yıldızlara silüetini kazıyorum
batıp batıp çıkıyorum sahralara,gözlerine saklıyorum tebessümlerimi
ümitlerimi yaslıyorum vuslatına,hasretle çıkıyorum sevda basamaklarına

son bahar saçlarımda sararıyor,kışlar vuruyor,hüzün esiyor sabahlarıma
nevrim dönüyor sanki,batan gün hiç dogmayacakmış gibi manzarama
herşeyi unuttum sanki sadece sen ve gözlerin aklımda
ıslak caddelerde attıgım her adımda,her duvarda,bakışların karşımda
öyle yazmışsın ki adını sokaklarıma,çok derin kazımışım seni sayfalarıma

rüzgar bile hasret kokuna,denizi dahi kıskandıracak mavi bakışlarına
lakin hasret işlemiş rüzgarı yalan nemli duvarlara,
damlalar süzülür boyalarından,vurur kendini kaldırımlara
akar akarda durmaz şehrin sensiz ve sessiz sokaklarına,

ıslak toprak kokusuna hasretim şimdi adını yazdıgım semalara,
er geç kanatlacak sevdam ulaşacak fısıldayacak kulaklarına
kaç meltem daha vuracak bagrıma,siper edecegim kalbimi yıldızların yagdıgı akşamlara,
sen vur vurda sızlamaz gögsüm,bırakırım aklımı,aşkımı,yüzü dönük sevdalara…

ne zaman düşüncem bir yıldız gibi kayıyorsun gönlümden,avuçlarımdan akıyorsun sanki,
bir ses derki,o anda durdur nefesi çek içine bir daha bırakma,ama elimde degil ki,
o yıldız semayla buluşacak,ardından bir sena daha vuracak,yeni hasretler yelken açacak,
benim seni unutmam için,güneş dogudan batacak bir daha asla dogmayacak..

yosma ümitlerim

yosma ümitlerim

Kandilli de sahilde,
Oturdum da bir ağacın gölgesine,
Kaptırdım kendimi denizin maviliğine,
Sen düştün aklıma,
Kurşunî bulutların altın da,
Seni aradı gözlerim boş sokaklarda,
İşte balıkçılar,
İşte mavnalar,
Her şey yerli yerin de tamam,
Bir sen yoktun manzaram da,
Bir de hayaller kurmayı unutmuş düşüncelerim,
Derken bir vapur çaldı sirenini,
Ürktüm öylece olduğum yerde,
Ah! Kim bilir o vapur,
Hangi yosma ümitlerimi,
Koparıp aldı benden bilmeden…

yorgunum

yorgunum

Ne umdum ki, ne bulayım,
Ne kaybettim ki, neyi arıyayım,
Sıkıldım artık,
Gözlerine bakmaktan,
Kendimi kaybettim bulamıyorum,
Artık benliğimi yitirdim düşünemiyorum,
Bakmasın gözlerin gözlerime,
Deymesin tenin tenime,
Serde varsa hasret çekmek, çekerim,
Avunmaya takatim yok,
Ne zaman, baksan gözlerime,
Dudağın ismimi okusa kulağıma,
Kelimeler düğüm oluyor boğazım da,
Gece gündüzü örter saklar koynun da,
Bense her seferin de,
Düşünmekle yetinirim seni,
Ne olursun bakma bana öyle,
Yalnızlık ile aranda kaldı gözlerim,
Usandım, bitkinim, hüsranım,
Düşünmeye bile halim yok, suskunum,
Serde varsa hasret çekmek, çekerim,
Avunmaya takatim yok yorgunum…

Gönderen: Sezgin Yılmazer

YORGUN KALP

YORGUN KALP

Gece yine sensizlik kokuyor,
Güneş bile yüz göstermez oldu.
Aşkın içimde günden güne soluyor,
Bu kalp seni sevmekten yoruldu.

Gün oldu yoruldum,
Gün oldu duruldum,
Ama yine de sevdim ya;
Sen sevmesen de olur.
Yine de unutmadı ya bu kalp seni;
Sen unutsan da olur,
Unutmasan da olur…

Hep sakladım içimde
Ölümsüz bildiğim sevdanı.
Acısı hala derinde,
Yalanmış aşkın masalı…

Yalan dedim olmadı,
Ölümsüz dedim yine olmadı.
İçimde sakladım da n’oldu?
Yine ayrılık,yine ayrılık…

YOLUNU GÖZLER

YOLUNU GÖZLER

Güzelliğini anlatmaya yetmez sözler
Kimsede yok sendeki o güzel gözler
Bu yürek daima senin gülüşünü özler
Bu deli gönül senin yolunu gözler

Aşkındır bu dünyada beni yaşatan
Bir sevda masalıdır Mecnun’u anlatan
Bir aşk ki dünyayı yerinden oynatan
Bir kara gözlünün yolunu gözler

Sensiz benim dünyam bomboştur
Yaradan beni yarime kavuştur
Bu hayat yarimin yanında hoştur
Bir gülüşünü özler bendeki bu gözler

Duyurun sesimi yarime ey yüce dağlar
Örülmesin artık benim için örülen ağlar
Deyin ki o deli gönül senin için ağlar
Bir Mecnundur ki Leyla’nın yolunu gözler

Aşık Veysel’in elindeki sazdım
Ben aşkımı yüce dağlara yazdım
Senin adını hançerle kalbime kazdım
Bu deli umut senin yolunu gözler

yollar

yollar

Yine önümde uzayıp giden yollar
Her biri sanki meçhûle giden
Alev seli yollar…
Bakışlarının uzandığı her bir noktayı
Heceliyorum yine…
Belki bu yüzden karanlık,
Taş bakışlı, mahzun yollar…

Gece sabah olmaya yüz tutmuş yine
Bakışların bir kor gibi eritmiş yolları
Binlerce çiçek açmış aşk bahçemde
Şimdi güllere boyanmış
Sevdanın gül kokulu yolları…

Hani şairin dediği gibi
“Aşk rezilce korkudur.”
Rezilce korku mudur sence?
Anlamsızlığın rüzgârına tutulmuş gibi
Bildiğim bütün anlamlar karıştı
Yanmış benliğimde…

Sana mecburum desem, kırılır mı?
Gönlünde yaşattığın billur avize
Sensizlik büyüsü ölümden kötü
Sevgim sığmayacak kadar büyük,
Karanlık bir dehlize…

Bildiğim bütün lafları söyleyip
Susmak istiyorum bu gece…
Beni sonsuzluğa götüren yolar…
Şimdi nedir, söyleyin bana?
Aramıza örülmüş taş duvarlar
Nedir bu yolların sonu?
Gece midir, gündüz müdür
Bu sonsuz yolculuğun sonu?

Dedim ya sormayın dostlar,
Bütün kelimelerini unutmuş bir lâl gibiyim.
Ufkumda sadece çiçeğimin görüntüsü
Ve hiç bitmeyen, bitmeyecek mahzun YOLLAR…

Ümit EKER
Çanakkale –İzmir Yolu
20.04.2007-Cumartesi, Saat:05.50