Hani biraz deli dolu,
Şen ve de şakrak değilim
Bütünüm şakrak,tümüm şen
Biraz da değil, fena halde yani
İçim dolu sevgiden yana
Coşku bu,sel oldu sevgi
Sakın gelme üstüme
İşte bir tanem işte bu yüzden
Boğulmak istersen sevgi selimde
Gel atıl kollarıma
Deli doluluğum tutsun sana,
Biraz da değil hani
Seni delicesine seveyim
Deli desinler bana
Bende senin için delireyim
Seni sevmiyorum
Seni sevmiyorum anlamıyor musun,
Benim hayat görüşüme uymuyorsun,
Felsefeme aykırı geliyorsun,
Biyolojimi bozuyorsun,
Coğrafyamı etkiliyorsun.
Seni sevmiyorum anlamıyor musun.
Kaldığım derslerimden sen sorumlusun,
Saymayı unutturdun matematiğim sıfır,
Edebiyatım bile etkilendi biliyor musun.
Neredeyse kaldım şimdi o bile sınır.
Seni sevmiyorum anlamıyor musun.
Tarih mi yazmaya çalışıyorsun,
Ha bu arada tarihi de unutturdun.
Talih mi desem kör talih,
Her yerde beni mi buluyorsun.
Seni sevmiyorum anlamıyor musun.
Kaldım sınıfta şimdi mutlu musun,
Bu şekilde yarınından umutlu musun,
Ben yarınımı bile göremez oldum.
Çünkü sen her şeyime engel oldun.
Seni sevmiyorum anlamıyor musun
Gitmem bir daha
Doğduğum sokağa taşınmışsın
Geçmem o sokaktan bir daha
Anamın elini de öpmem,
Babamı da görmem.
Viran olsun evim
Gitmem bir daha.
İçmem köşedeki çeşmeden su,
Sevmem sokağın çomarını,
Selamda vermem bir daha komşulara.
Küsseler de yıllarca bana.
Çocuklaşıp çelik çomakta oynamam,
Saklambaçta çocuklarla.
Almam bakkal amcadan sigara.
Uğramam o sokağa bir daha.
Unutmuşken gülümsemeni,
Hatırlatmam kendime seni bir daha.
Tövbe etmem ama
Geçmem o sokaktan bir daha.
Seni beklerken
Seni beklerken
Dün,
Şiirlerin geldi
Öyle çok sevindim ki
Öyle çok sevindim ki
Ak kağıtları
Öpüp koklamaya başladım
Duygularının,
Koynuna girdim
Bıkmadan,usanmadan
Dışarıya çıkmadan
Tam bir haftadır
Şiirlerinle sevişiyorum
Aşkım
Bir aşkım var…yıllar öncesinden kalbime gömdüğüm!
Bir derdim var,sayesinde elim kolum kördüğüm.
O´na onu sevdiğimi âh bir söyleyebilsem..
Karşımda görünce onu titreyemeyebilsem!
Ben söyleyemiyorum,sesimdendemi anlamaz?
Yere sorsa,göğe sorsa vallâhi yalanlamaz.
O´nun ismini söylerken,içim titrer sürekli,
Bana kendi olmasada,O´nun adı gerekli…
Aşk denilen bumu ki?Bütün rûhumu sarmış!
Bir âleme götürdü ki;yer beyaz,gök kızarmış..
O âlemin ağaçları,su içtikçe yanıyor!
İnsaları;”Lâvları su diye” içip kanıyor!
Rüzgârı baş döndürür,sükûneti çam devirir,
Dimdik duran adamı baş aşağı çevirir..
Boğulmazlar denizine girenler,o âlemin!
Mürekkebin tükensede,durmaz yazar kalemin.
Benim anlatmamla olmaz!O âleme git de gör!
İsmimi herkes bilir ne fayda!Kulaklar sağır,gözler kör…
Artık sevgini istemiyorum!
Artık istemiyorum!
Artık istemiyorum gözlerimden zamansız boşalanları,
Bedenimin kasıntısı,ellerime kadar ilişmişken,
Feryat,figan dolu titrek şiirler yazmak istemiyorum.
Kafamı yastıkla her buluşturmamda,düşünmek istemiyorum.
Nerede hata yaptım diye…
Utanıyorum artık.
Utanıyorum insanlara bu solgun yüzle bakmaya.
Ve yine karşılığında,
Bir o kadar soğuk bakışların esaretine güceniyorum.
Dilimin amadesi dertli şarkıların nakaratları da,
Gecemin beyhudesi yetmişlik şişeler de,
Yere batsın be!…
Dert basamaklarını üçer beşer çıktım.
Yoruldum.
Öyle yoruldum ki…
Soluklanmak için bir yer arama umudundan bıktım.
Karşımda düşmancasına dikilen bu sayfalardan,
Kaderim gibi kara yazılı kalemimden,
Her şiirde damla olmaktan çıkarcasına çağlayan,
Dizelerin arasında kendilerine yer edenin kanlı yaşlarımdan…
Senli ve sensiz olan herşeyden bıktım be bıktım anlasana…
Artık sevgini istemiyorum.Bende sevgin iptal!
Meğer ne de ucuzmuşsun,aldanan ben aptal!
Kimsin sen
Islık çaldım duymadın mı??
Haykırmam mı gerek
Sensiz bir adım atmak istemem
Seni seviyorum
Bu yetmez mi
Anladım yetmez
Ne istersen yapabilirim
Kölen olabilirim
Gururumu atabilirim çöplere
Kimin umurunda
Sen olduktan sonra yanımda…
———
Islandım çok,çok ıslandım hemde
Üşüdüm çok,çok üşüdüm hemde
Ellerimi avutup ısıtmayacak mısın?
Bir bardak sıcak çay koymayacak mısın?
Yok yok vurayım kafamı duvarlara
Yapmayacaksın
Yapmadın ki hiç
Çaba harcamadın ki
Kimsin sen?
Nesin sen?
Ne sanıyorsun ki kendini??
Ben biliyorum nankörsün,
Bencilsin,
Sen sadece kendini sevebilirsin.
Hak etmiyorsun sevgimi,
Hak etmiyorsun beni,
Ben gidiyorum elime tek bavul yeter
Ruhum daha da incinmeden
Gidiyorum…
Aşk geçiyor raylarımdan
Öfkesini çığlığında saklıyor gece
Dönmüş uçurumlara loş yüzünü
Sessizlikle sohbet ederken hece
Yağmur tıpırdıyor şemsiyede.
Heybede peynir ve mis gibi yufka
Hüzünlü bir güneş ışırken ufukta
Katran demire yapışmış, kapkara
Seste tını, mevsim aşkı çalmakta.
Çürümüş otlar üzerinden geçiyorum
Dönüşsüz bir yoldayım, seçemiyorum
Tepemde kızgın bir güneş, üşüyorum
Sevdalı bir yel yüreğimde, yanıyorum.
Aşk geçiyor raylarımdan, ben rötarlıyım
Hasretin dikenleri göğsümde, avareyim
Kırdım geçmişin kadehlerini, divaneyim
Kaybolmuş bir kentteyim, sensiz viraneyim.
Biz bize olabilsek
AŞKLA DOLU BİR YÜREK
Seni sevdim seveli
Ben aşkınla bir deli
Oldum ay yüzü benli
Göz yaşım akar selli
Gözüm seni görür tek
Sen ruhumda bir hep yek
Biz bize olabilsek
Sarsam doymam ömürcek
Ah güzelim gel bana
Can katsın canın cana
Dünya bir yana bana
Bir sen gerek bu cana
Hadi di seviver
Saç bağını çözüver
Dudağa buse veriver
Cana aşkı deriver.
Gökkuşağı istiyorum seninle
Hayalin bir uzun gölge
yürüdükçe uzaklaşıyor benden
Duruyorum yolumun tam ortasında
duruyor ve bakıyorum güzel yüzüne
Nedir diyorum bu telaş,bu kaybetme korkusu
sol yanımda çırpınan bu kuş yüreği kimin
Neyin nesi içimde çalkalanan bu zehir
umarsızca terk ettiğim bu kaçıncı şehir
Kavruluyor yeryüzü,yanıyor avuçlarım
Terimden bir ırmak akıyor önümden usul usul…
Bir kuş bakışı kadar uzakta umutlarım
Sürgün veren filizlerdir düşlerimin toplamı (ki)
içimde bir bahar dalı kırılıyor durmadan
kış yürüyor üstüme…
Kulaklarımda bir uğultudur gidiyor
Zifiri karanlıklar iniyor perdesine gözlerimin
Derin bir sessizliktir sürükleyen beni yangın yerine
Kaçmalıyım biliyorum, kaybolmalıyım
Yüreğim;
kurtarılacak ilk şey olmalı bu yangından…
Dokunuyorum ellerime;sen uzan diye
Uzan ki ısınayım,
Uzan ki sığınayım avuçlarına
Yaralarım var benim;kronik sancılarım pusuda
Yetim nice duygu var içimdeki kovuklarda
Bakışlarım;
bir nazlı gelindir telli duvaklı
Salınır durur aşkın dirençli kapısında
Ve ne zaman yaklaşsa
acımasız bir eşikte son bulur ömrü…
Ardımda güz yanığı bir geçmiş bıraktım ben
buruk,tutkulu,kırgın,acılı;
ne varsa işte haya dair…
Şimdi sadece sarıdır hatırladığım renklerden
yaprak sarısı,hazan sarısı,hüzün sarısı
Ben gökkuşağı istiyorum seninle
inatçı bir tual belki
İstiyorum ki yapalım artık resmini mutluluğun
dokunsun herkes,
dokunsun ve gerçek olsun tüm düşler…
Yorma beni ne olur,geliver işte bir sabah!
Yıldızlardan bıktım ben,aydan sıkıldım;
güneş doğsun üstüme
Haydi görün artık şu sabırsız kapımdan
elinde hayallerim
eteklerinde özlem
Gülüşlerinin toplamınca
Son kez bakıver yüzüme…