Kendimizle Yaşamak

Bugün sevgililer günü. Oysa sevgi bir güne sığdırılamayacak kadar
büyük . Sadece bir gün onu sembolleştiriyor. Belki de sembol imzası
oluyor. Sevgiyi içinde hissedip yaşayamayan çok kişi var. Sevgiyi
erteleyen, hayatı erteleyen ve bir gün baktığında yakalamakta geç kaldığını
görenler var. Sevgi içinde doğup sevgiyi hiç yaşamadan gidenler var.
Yüreğimizden sevginin eksik olmamasını diliyor herkesin sevgi gününü
kutluyorum.

Hangi birimiz kendimizi tam olarak tanıyor, duygularımızı tam anlamı
ile ifade edebiliyoruz ki? Kendimize yaklaşabiliyor muyuz gerçek
anlamda? Hayır. Kendimizden korkuyoruz. Duygularımızın bizi inciteceğinden,
isteklerimizin gerçekleşemeyeceğinden, inanmaktan, hayallerimizin bizi
terk etmesinden, belirsizlikten korkuyoruz. Korkmamayı denemiyoruz.
Oysa amaçlarımıza korkarak ulaşamayız. Korkularımızın amaçlarımızı
engellemesine izin vermemek gerektiğine inanıyorum ama sorumlulukların
korkusu ağır basıyor..

Yaşamak; yalnız nefes alıp vermek değil . Hissetmek, duymak,
düşünmek, düşüncelerimizi aktarabilmek, sevmek, sevilmek, kazanmak, kaybetmek, acı çekmek, üzülmek, geçmişle yüzleşebilmek, şarkı söyleyebilmek,
gülebilmektir gerektiğinde acılara….

Bomboş denizler ülkesi,
Bomboş mavilikler diyarı,
Sessizliğin dünyası,
Yalnızlık.
Bazen rakı dosttur insana,
Bazen insan dosttur insana,
Sıcacık kitap dosttur, yalnızlık dosttur,
İşte;
Dostum yalnızlıktır benim,
Çünkü daha çok beraberim.

İçimizde bir yerlerde paylaşamadığımız bir şeyler vardır. İşte orada
hep yalnızız.
Yalnızlığı yaşamak ile yalnız kalmak karıştırılıyor sanki. Bizi
korkutan yalnızlığı yaşamak mı yoksa yalnız kalmak mı? Aranıp sorulmamak,
kimsenin aklına gelmemek, yanınızda olan insanların bile fark etmediği
biri olmak bizi korkutan asıl sebep bu işte. Yanınızdakinin ne düşünde
ne de düşüncesinde olmamak, hatta sizin düşünce ve düşlerinizde de
yanınızdakinin olmadığını fark etmek ürküten gerçek ve işte yalnızlık.

Hiçbir şeye yakın değilsin
Ne de hiçbir şeyden uzak
Yakın sandığınla aranda
Sonsuz tane nokta
Uzak sandığınla aranda
Bir gülümseme mesafesi var.

Bir yazı içinde okuduğum bu dizeler çok doğru geldi bana. Uzak iken
bile yalnız olmadığını hissedebilmek ne güzel mutluluk. Bunu hissedebildiğin zaman yalnızlığı yaşamak güzel işte. Kendimizi zayıf ve güçsüz
hissettiğimizde kaçarız yalnızlıktan. Korkarız. Oysa güçlü ve güvenli
hissettiğimizde kucaklarız belki de yalnızlığı. Bir denge tahtası. Bir
ucunda yalnızlık isteği diğer ucunda yalnızlık korkusu. Bir taraftan
korkuyoruz bir taraftan içten içe özlüyoruz. Belki de içimizde besliyor
büyütüyoruz yalnızlığı.

Yalnızım! Bir saniye bile ara vermeyen
Otobüs gürültüsü arasında,
Yalnızım; Büyük ev ve apartmanlar arasında
Bir başıma,
Yalnızım;Yüzlerce insanın içinde
Tek başıma,
Sevmiyorum yalnız olmayı,
Çünkü;
Düşünmek istemediklerimi düşündürüyor bana.

Evet! işte bütün bu düşünceler içinde;
Yalnızlığımı yaşarken beni düşünen biri olduğunu hissettirerek yalnız
olmadığımı kabullenmemi sağladığın için;
Uzakta iken gülümseme mesafesi kadar yakın olabildiğin için;
sana teşekkür ediyorum

Aşk ile ilgili birkaç satır eklemek istiyorum. Bunları hissettiniz mi
bilmiyorum ama insanın içini sıcacık yapıyor. Çünkü bence aşk, İnsanı
gençleştiren, enerji veren, hayata pozitif bakmasını sağlayan, sevginin
temelini oluşturduğu tanımlanamayan duygudur. Sesini duyarsınız ya da
ismi geçer bir konuşma da yüreğinizin atış ritmi değişir. Göz göze
geldiğinizde ne yapacağınızı şaşırırsınız Düşünürsünüz, yüreğinize nasıl
ve ne zaman girmiş. Girmiş işte fark etmemişsiniz. Bazen öyle bir girer
ki ne yapsanız çıkaramazsınız. Sizin bir parçanız olmuştur. Yatarken ,
yemek yerken, kitap okurken, film izlerken birden, hesapsızca geliverir
aklınıza. Dudaklarınızda bir tebessüm oluşur, fark edersiniz. Ve birden
özlediğinizi hissedersiniz. Ya çok uzaksa. Ya da elinizi uzatsanız
tutacaksınız ama ulaşamayacağınız kadar uzaksa ne hissedersiniz ? İçinizde
bir boşluk, yüreğinizde bir fırtına, dudaklarınızda isyan.
Aşk öyle karmaşık bir duygudur işte..Nedeni, nasılı, niçini yoktur.
Birden olur her şey hesapsızca. Kendinizi onu düşünürken
buluverirsiniz. Dinlediğiniz şarkıda, okuduğunuz kitapta, baktığınız yüzde o vardır.
Herkes de ondan bir şey görürsünüz. . Onu gördüğünüzde vücudunuzda
alışık olmadığınız değişimler yaşar, hissedersiniz. Kalbiniz yerinden
fırlayacakmış gibi çarpar. Tüm benliğinizi tatlı bir ürperti sarar. Nefes
alışınız hızlanır, elleriniz titrer, sözleriniz boğazınızda düğümlenir.
Hep onu görmek, onunla olmak istersiniz. Onunla olduğunuzda zaman nasıl
geçer fark etmezsiniz. Saat sanki maratona çıkmıştır.

Seni düşünürken yıldızlar daha parlak
Renkler daha canlı
Yaşamak daha anlamlı
Sensiz kalmak nefessiz kalmak gibi

Zehra Akçakaya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir