Kırılganlığın hangi evresinde düşler birbirinin gözlerine bakar, cesurca. Hiç düşündün mü bunu ?
Hani yitirilen (var olduğunu sandığın kimliği olmayan sevda)sevdalar vardır
ya inadına üzen inadına boğazda düğüm olan..
Ve hırçın bakışlarına ve derin yutkunmalarına dalıp gittiğin anlar var ya !
zincirleme olarak seni odaklayan yalnızlığın renklerini sana tek tek giydiren o
hain sis…. ve yutkunmaların…seni senden çalan düşlerin …ve imgelerin
tuzağında kımıldayamayan kelimelerin yüreğinle toz olan hislerin
Umudun omuzlarına başını dayadığın/ ve nemli gözlerle zührenin ışığında/
karanlıkları sorguladığın /ve gecede yankılanan sevda sesin
Düşüyor avuçlarıma
Yalnız bana cehennem olan düşler / kıvranmıyor
Askıya aldığın / tükensin diye gözüne baktığın / duygular kıvrılıyor soğuk
mevsimlerde ..
Heceliyorum tekrar ….a..d…ı..n..ı…
Bir yanardağ bir okyanus arası gidip gelmeler
Kasırga
Fırtına
Derken ……gücümü zorlayan / aşan / bekleyişler / ısrarlı adımların
Ve seni ezberinden çıkaramayan afların soluğu / kesik / durgun
Elime hangi numaralı fırçayı alsam , ucu
en ince olanı acaba kırılganlığımı özenle tüm yüreğiyle çizebilir mi ? beni
sana anlatabilir mi ?
Hiç bakışlarım geriye gitmedi sevdam / yanaklarım o tuzlu suyla yıkanmadı /
yüreğim içti onları /
Geriye sadece buruk bir tebessüm bıraktım
Ümitzeynep Kayabaş