O geliyor

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren,
Cana heyecan veren
Al yüzlü Oğan güneş.
Takanın burnu nasıl Karadeniz’i yırtar ?
Siz de bir an öyle yırtınız uykunuzu.
Uyanın Samsunlular!
Kurutacak gözlerde umutsuzluk yaşını
Al yüzlü Oğan güneş.
Bugün Çaltıburnu’ndan gülerek doğan güneş.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Uyanın Samsunlular.
Uyumak ölüme eş.
Diriltir ruhunuzu,
Ufukta bir gemi var.
Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor ?
Fakat yolu mu az, yoksa yükü mü ağır ?
Bu gemi umut yüklü, insan yüklü, hız yüklü !
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır.
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki, gökler bir küme yıldız yüklü.
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor.

Yıl 1919
Mayıs’ın on dokuzu.
Ufukta duran gitgide yaklaşıyor.
Sanki harlı bir ateş
Yakıyor ruhumuzu.
Beklemek üzüntüsü her gönülde taşıyor.
Üzülmemek elde mi ?
Hız yüklü, iman yüklü, umut yüklü bu gemi.

O umut yayıldıkça ruhlara sıcak sıcak,
O hız, doldukça bütün damarlara kan gibi,
Gizli inleyen her yürek canlanacak.
Ateşler püskürecek uyuyan volkan gibi.
Gittikçe büyükleşen
Gölgene dikilmekten karardı gözlerimiz.
Koş, atıl gemi, sana engel olmasın deniz.
Ak saçlı dalgaları birer birer kes de gel !
Kuşlar gibi uç da gel, rüzgar gibi es de gel !

Celal Sahir EROZAN

Bir kurtuluş destanı

Osmanlıydı bir zaman tarihler yazan,
Dört bir yana kök salmış, kükreyen aslan.

Asırlarca yaşadı, nesil geçti aradan,
Zayıfladı kuvvetçe, dediler “hasta adam”.

Asiler çıktı, Osmanlıya başkaldıranlar,
Fitneyle parçaladı hain düşmanlar.

Küçüldü topraklar savaşlarda bir yandan,
Atmak istediler Türk’ü Anadolu’dan.

Bir inançla gürledi, yüce Türk milleti,
Önder seçti kendine Mustafa Kemal’i.

Millet birlik oldu, koştu düşman üstüne,
Nice canlar verildi, Maraş, Urfa, Antep’te.

Cephelerde Mehmetçiğin Allah sedası,
Temizlendi düşmandan güney, doğu, batısı.

Ay ve yıldız dalgalandı akan kanlar üstüne,
Ve ölümsüz marşımız doğdu Mehmet Âkif’le.

Büyük harpler yaşadı bu vatan, bu topraklar,
Yine de bir nebze susmadı gök kubbede ezanlar.

Büyük Ata önder oldu, açtı Millet Meclisi,
Daha sonra kuruldu Milletin İradesi.

Binlerce şehidiyle aldı, Türk milleti vatanı,
Tarihe şerefiyle yazıldı, bu “Kurtuluş Destanı”.

Bu “Kurtuluş Destanı”dır kuşak boyu sürecek,
İlelebet, yok etmeye kimsenin gücü yetmeyecek

Erdoğan GÜNEŞ
Saltukova İlköğretim Okulu Öğretmeni
Çaycuma / ZONGULDAK

Renklerde 19 mayıs

Renklerde 19 mayıs

Ak 19 Mayıs ak
Mustafa Kemal Samsun’a çıkacak.
Al 19 Mayıs al
Sivas’ta Mustafa Kemal…
Yeşil 19 Mayıs yeşil
Çimenlerde çocuklar oynaşır.

Mavi 19 Mayıs mavi
Ordular hedefimiz uygarlık, ileri.
Mor 19 Mayıs mor
Sonrasını anlatmak zor.

Sarı 19 Mayıs sarı
10 Kasım’da bayraklar yarı.
Ak 19 Mayıs ak
Atatürk vatan, Atatürk bayrak.

Pembe 19 Mayıs pembe,
Atatürk aklım sende.

Şu sonsuz koşu

Samsun’a ayak basmış Kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.

Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü…
Biz sonsuz bir sabahtayız… O uyusun,
Sevincimiz coşturur O’nun gönlünü.

Nasıl çıkmış bir sabah Samsun’dan yola,
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.

Al bayrağın Ankara Kalesi’nde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür,
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.

On dokuz Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ay’ı, gül ay’ı,
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı.

Ceyhun Atuf KANSU

Ben Sen Sen Diye Bittim…………

Ben Sen Sen Diye Bittim…………

Ask onu yürekten sevdigin andir..
Hic biseyi düsünemez hale geldigin zamandir..

Gözlerinin önüne onu hayali öyle bi civilenir ki
Hic kimseyi düsünemezsin ondan baska..
Kalbindeki tek yazili isim onun ki olur..

Unutmaya calisirsin ama buna onu seven gönlün izin vermez.
Asik oldugun zaman sürekli duygusal ve hüzünlü sarkilar dinlersin
Mutsuz oldugun zaman gülmeyi unutur aglamayi
dost edinirsin kendine.
Sigara sigara üstüne yakarsin

Sonrada bi bakmissin o yaninda hic olmamis ki senin.
Seni kandirip seninle oynamis.
Ona yazdigim siirler ne olacak
Onun icin agladigim onca gecelerin hesabini kim verecek…

Der durursun sürekli..
Sonra kendini onun yokluguna alistirmaya calisirsin
Onsuz hayatini sürdürmeye bakarsin..
Ama her caban bosuna olur..

Yine de herseye o diye kosarsin
Ben böyle olmamaliyim dersin.
Türküler dolar bu sefer odana.
O beni sevmemis peki aski ondan ögrenmedim mi
ben diye sorarsin kendine…

ilk sevdigim kisi sensin
Sendin demek istersin ona.
Ama anlatmaya calissan bile anlamaz ki..
Cünkü sen onu bunca zaman karsiliksiz sevmissin.
Sevilmeden sevenin cezasi budur dersin kendince.

Ama gün gelecek onu kalbinden silip atacaksin.
Atamazsan bile ona yandigin yillarin hepsini
geri istiyemezsin ondan..
Belki gün gelecek baskasini seveceksin

Onunla ilgi olan herseyi unutacaksin.
Ama var ya onu sevdigin o günler hep kalbinin
derinlerinde olacak inan bana…!

Ben Sen Sen Diye Bittim…………

ölümsüzlüğüm senin elinden olacak………..

ölümsüzlüğüm senin elinden olacak………..

Kanırtıp imgelerimi
Beynimin yasak bahçesinden

Takacağım göğsüne
Bir kızıl gül yerine

Sadece bir dize dökülecek kalemimden
Gerisi dur durak bilmeyen yürek akıntısı

Terim damlarken
Sarı saman kağıtlı kitapların
En ateşli sayfalarına
Yalnızca benim haykırışımı duyacaksın

Düşündükçe sensizliğimi
Gökyüzünü yırtacağım tırnaklarımla

Buharlaşınca alın terim
En güzek gökkuşağını yapacağım sana
Kendi ellerimle

Sen ki en güzel imgesi ömrümün
Bil ki
Ölümsüzlüğüm senin elinden olacak…

satırlarıma özlemin dökülüyor……….

satırlarıma özlemin dökülüyor……….

Satırlarıma ‘sen’ değil,
Özlemin dökülüyor…

Olmazsa olmazım ‘sen’…
Yoksun işte…

Bir hayalden ibaret özlemlerim…Yastığıma başımı koyduğum da sadece sen’li hülyalara bırakıyorum ruhumu…

Dışına çıkılması zor bir yol gibisin…

Çıksam, düşeceğim sanki uçurumundan…
Oysa yoksun, varlığımın sınırlarında…

Anladım ki sen kolaylaştırdıkça anlamını, ben zorlaştırıyorum seni…

Oysa basit bir oyunsun, beynimin içinde karmaşaya sebep olan.
Ve karmaşık olan sen değil, sensizliği anlamak…

Hangi kelime, hangi cümle sensizliği anlatabilir ki ?
Düşünüyorum da düşünecek bir şey yok özünde…

Varlığının yerine yokluğunu kabullenmeyi öğrenmeli avaz avaz…

Bir sensizliği bir de yalnızlığı yaşayabilmeli içimde ki sesliliğe rağmen…

Oysa,
Bıraksam çığlıklarımı terkini sindirecek suskunluğum…

Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olacak sensizliğe giden her adım da…

Biliyorum, kendimi kandırıyorum zamana karşı…
Ve bilmek bahane değil ‘bana’…

Olmazsa olmazım ‘sen’…
Yoksun işte…

Ve görmüyorsun…

Sana gözlerim değil,
Yüreğim…
Bedenim…
Ağlıyor !

ayrılık…………..

ayrılık…………..

Ayrılık bu ayırıyor
Seveni sevmeyeni de
Kaderdir bu ağlatıyor
Güleni gülmeyeni de

Rüzgâr bunu bize yazmış
Duy sevgili bu şarkı senin

İki sevgili ağlıyor
Bak ayrılık bu resim senin !

Ağlıyorduk öyle sessiz
İstanbul bizden habersiz
İkimiz ayrı köşede
Yaşamak mıydı bu nefessiz

Rüzgâr bunu bize yazmış
Duy sevgili bu şarkı senin

İki aşık kan ağlıyor
Bak ayrılık bu resim senin !

Bilmem bilir misin yaptığını
Bilmem bilir misin ağlattığını
Bilmem daha önce gördün mü
Bilmem daha önce sevip öldün mü
Bak gör resmini
İki insan aradaki sen
İki uçurum sevinen sen
İki cansız beden katil sen
Ölmeden resmini çizdim
Ne yaptığını gör diye
Ben gidince ibret alırsın..
Alırsın da Sevenleri Ayırmassın diye..

beklemek dedim yaa…………..

beklemek dedim yaa…………..

Beklemeler hiç bitmez!!
Umutsuz bekleyişler..
Sonsuz sevmeler..

Beklerim gelmeyeceği!
Beklerim dönmeyecegi!

Sessiz bir haykırış benimkisi!
İçten içe bir parçalanma!

En derin nefesleri alıp suya dalma,
Ve sonra ölmekten korkup
Kıyıya koşma..

Nefes nefese kalmıs bir
Kalple hayata dönme acısı..

Hayata dönmek acı!!
Çünkü her yanı sensizlik..
Her anı binlerce kez bölünme..

Kalbim bir şimşek!!
Sakinleşti derken gürlüyor,
En hızıyla..

Ürkütüyor..
Biran durdu diyorum kalbim!!
Ve
Bakıyorum yine anlamsızca atıyor..

Diyorum yaşama için sebebin yok!!
”Acı çekmek için atmak”ta bir sebeptir
Dercesine atıyor..

Beklemek dedimya..
Çok zor..