ümitlerim

ümitlerim

Göz yaşlarım yağmura inat akıyorlar
içimde bir acı hüzünlüyüm bu gece
sensizlik içinde boğulurken
yudumluyorum yarım kalmoş şarabımı sezsizce

Teyipte çalıyor ikimizin şarkısı
eski günleri hatırlatıyor nakaratı
yakıyor içimi cayır cayır bu ayrılık
günden güne eriyorum hadi dön artık

Ümitliyim bu gece
bekliyorum telofon çalacak diye
eski günlerin hatırına
belki arasın diye

Aramazsanda kırılmam
avuturum kendimi belkide kandırırım ama son bir kez gelmezsen
o zaman dünyadan kaybolurum

Gerçekten yaparım bunu
emanet cana kıyarım bu sefer
allah yarattı demem
senide götürürüm benimle beraber

yok

yok

ne sevgiymiş bu bu kadar şiir yazdıracak
insanı kendine kul köle edip
sadece kendi adını anacak
ne sevgiymiş be ne sevgi ama
sevenler yanardı ya
sevilenler bırakırdı seven zaten ağlardı
peki ya sevilen neden ağlamıyor
bu nu ençok o hakediyor
bunu herkez bilmiyor
işte insanlar bu yüzden acı çekiyor
çektiği acıyı değersiz biri için yapıyor
hayat bumu ya bu yani
seven sevsin sevilen çeksin gitsin
sonra seven karanlıkta gezsin
inasnlık böyle sen yalnızken
o bunu bile görmemezlikten gelsin

yok benim

yok benim

San ki perde inmiş,göz nurum sisli,
Yüreğimde kitle,kanıyor kisli,
Tepeden tırnağa,her zerrem hisli,
Yastığım altında,acılar gizli,

__________Kimseye gülecek,yüzüm yok benim,
__________Bu günlerde tatım tuzum yok benim….

Her şey üzerime,yürüyor oldu,
Tahammülüm,sabır taşımı oydu,
Kırdıkları,çelik değil bir koldu,
El dokundu,dalım çiçeğim soldu,

__________Kimseye gülecek,yüzüm yok benim,
__________Bu günlerde tatım tuzum yok benim….

Zararı ziyanı,bende evrenin,
Kirli nefesleri eser çevrenin,
Kahredesim geldi,bitmez devrenin,
Tebessümü uçtu,gülen çehremin,

__________Kimseye gülecek,yüzüm yok benim,
__________Bu günlerde tatım tuzum yok benim….

Kalem yazar,komut veren se benim,
Kaderde yazgıyı silen de benim,
Şiirlerim vardır,keder de benim,
Koca ömrü,heder eden de benim,

__________Kimseye gülecek,yüzüm yok benim,
__________Bu günlerde tatım tuzum yok benim….

Etim,kemiğimden canlı soyuldu,
Eğdiler boynumu,belim büküldü,
Gam elem denilen,bana sunuldu,
Yanağımdan kanlı yaşlar döküldü,

__________Kimseye gülecek,yüzüm yok benim,
__________Bu günlerde tatım tuzum yok benim….

Şu ömür kimseyle,bölünmüyor ki,
Kendin istemeyle,ölünmüyor ki,
Ağlama diyenler; gülünmüyor ki,
Söylenmiyor hepsi,dil dönmüyor ki,

__________Kimseye gülecek,yüzüm yok benim,
__________Bu günlerde tatım tuzum yok benim….

yusuf ve ben

yusuf ve ben

yusuf gibi olmalıydım anne
iffetimi korumalıydım düştüğümde
yusufu züleyha yükseltirken
ben ise kaç tane züleyha büyüttüm hayallerimde
rüyalarımda ne on bir yıldızı gördüm
ne ayı ne de güneşi
gördüğüm sadece züleyhanın bir benzeriydi
o züleyhalara efendi olurken
ben siyah gözlere köle oldum anne
aramızdaki fark buydu herhalde
o karanlık kuyularda Allahı buldu
ben ise kayboldum züleyhanın karanlık gözlerinde

yıkılmış umutlar

yıkılmış umutlar

benmi istedim bu karanlık geceleri,
benmi istedim karanlıkta çıkan yalnızlıkları benmi istedim hasret çekmeyi,
dert edinmeyi,acıyla kıvranıp sensizliğe dayanmayı ve ayrılıgı,
benmi iştedim söyle benmi .
kadere boyun eğmek buymuş,
kim derdi ki böyle olunca insan mutlu olurmuş
aksine insan dünyasından koparmış.
işte böyle birşey sevipte ayrılmak ayrılınca yalnız kalmak,
yalnız kalınca hayatı kararmak
kararan hayatda kaybolan anılar,
yıkılan sevdalar,kırılan kalpler yaşanılmmamış günler ,
yalnız geçen geceler ve daha neler neler herkez bunları lanetler…!!!

özledim

özledim

ÖZLEDİM…
gecenin sessizliğinde yalnızca seninle
kavuşmayı bekler ellerim ellerinle
sen dolarsın içime her nefeste
hayalin gözlerimde nefesin yüzümde
hayallerimle dolanırım gecenin koynuna
her gecenin renginde düşünü görürüm
sensizlik çırılçıplar sarmış dört bir yanımı
nereye dönsem yüzün gözlerimde
içimde özlemin büyüdükçe büyüyor
hasreti silen tarih hangisiyse
ben o tarihe dönmek ve o tarihte
sana kavuşmak seninle yaşamak istiyorum…
seninle yaşlanmak seninle ahirete göçmek istiyorum…
seni bedenindeki sen gibi özlüyorum…

Şiir Ağlıyordu

Şiir Ağlıyordu

Komşular Allah kavuştursuna geldikleri gece
acemi birliğinden gönderdiğin şiiri okudum;
Şiir ağlıyordu,

Analık duygularıma gem vurdum,
gözlerim kuruydu.
Babamla bir ara bakıştık;
Yutkundu.
Yatak arkadaşıydı oğlumun,
en çok ona koydu.

Onun sevdiği yemekleri yerken,
boğazım kurudu,
lokmalar durdu.
Senin yazdığın şiiri okudum;
Şiir ağlıyordu.

Usta birliğinden ilk mektubun geldi,
Doğduğun gün gibi kokuyordu.
Mektubun elden ele dolaştı,
deden hariç herkes okudu.
O okuyamadı, gözleri doldu.

Şuhut’lu Mehmet Dede

Şuhut’lu Süleyman Balkan harbinde şehit düştü,
Onun oğlu Hüseyin Çanakkale’de düşmanı
Elleriyle boğdu.
Kalçasından vuruldu,
Mermiyi ölene dek içinde sakladı,
Madalya gibi onu çıkarttırmadı.
Oğlu Mehmet Keskin Şuhut’ta
Atatürk evinin arka sokağında oturuyor,
Ailesi ile gurur duyuyor.

Çanakkale’de çetin savaş vardı
Mehmetçiğin mevzisinde üç top mermisi.
Birinci mermi düşman gemisini kenarından vurdu
İkinci mermi tam isabet bacadan girdi
Arkadan gelen Rus gemileri kaçmaya başladı,
O zaman önlerinde bir mermi kalmıştı.
Bunu bana babasından dinleyen;
Mehmet Keskin dede anlattı.

Yıl 2006 günlerden 26 ağustos hava sıcak,
Kıpır kıpırdı Şuhut.
Ata’yı sevenler onun eski karargahını gezdi,
O deha düşmanı buradan çizdiği planla alt etti.
Daima olduğundan üstün göründü,
Orduyu Kocatepe’den sevk ve idare etti,
Uzun lafın kısası o bir dahiydi.

18 Mart Çanakkale

18 Mart Çanakkale

Bulutlar sarmıştı her yanı,
Kapkara bir geceydi,
Yağmur,bardaktan boşalırcasına,
Sağnak gibi yağıyordu,
Yedi düvelin gemilerinden yükselen,
Top,tüfek sesleri,
Her yanı inletiyordu,
Mustafa Kemalin askerleri,
Aslanlar gibi dövüşüyordu,
Ve Çanakkale kahramanca,
Düşmana selam veriyordu,

Kükrüyordu tepeden,
Mustafa Kemal,
Vatanıma ayak basacaksa düşman,
Yaşamanın ne gereği var,
En son nefer ölünceye kadar,
Dövüşeceksiniz aslanlar,
Görecek bütün dünya,
Ne aslanlar doğururmuş,
Emineler,Hatçeler,Ayşeler,Fatmalar.

Ali Osman Yılmaz

bir yolcuya

bir yolcuya

Dur yolcu! bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.

Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanının akıttığı yerdir.

Düşün ki, haşr olan kan, kemik eti
Yaptığı bu tümsek, amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir.

Necmettin Halil ONAN