Issız Kalabalıklar

Senin için bütün zaferlerim ki en büyük zaferim, tırnakları sökülmüş bir aslanınki kadar büyük.Tattığımı sandığım ufak çaplı bir ölümdü ve kollarım kelepçelenmiş birbirine.dağılan,sararmış yaprakları geri getirmek için koşturuyorum.Sensiz şimdi gözlerim,kalbim,ellerim,hayatım…

Yarım ve ezik bir hayatın ince sızısında buluyorum kendimi.En çok sesinin şefkat tonunu özlüyorum ve üşüyorum sevgili.Çaresini arıyorum beni sensiz bırakan çaresizliğinin.Boşlukta kalınca ise en son hayal perdesi oluyor günlerimin son demlerinde yokluğundaki sızı… buharlaşıyor artık sevgim.sebepsiz bir hırçınlık yaşadığımı anlamıyor sevgiyi dillerde hissedenlerin hazin öyküsü.yara almış zamanlardan kalma bir sevginin peşindeyim artık.ucu bucağı bulunmayan engin bir hayalin ortasında yaşıyorum.sevgiyle beslediğim hayallerimin sadece bir hayal olması enkaza çeviriyor bütün güzellikleri.kış ortasındaki sıcaklığımın sebebi olmanı isterken bambaşka bir örtünün altında kalıyor masum sevgim.

Sırasını beklerdim beni bekleyen tazeliğin ve beklerken sıkıcı bir çaresizliğin tapınağında yaşayacağım hiç aklıma gelmezdi.bulutların ardında hayallerinin ötesini görürdüm. kimsesiz kalan şu benliğin içindeki acınası zavallılığım hiç bu kadar perişan olmamıştı.her kahkahanın ardından gelen gözyaşları gibi senin ardından da sensizlik geliyormuş.anladım…

Özüm Öz

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir