Yüzünü Yüzümden Sök At…
Sana ulaşabilmek içindi,
Sevda yolunda yaşadığım bütün düşmelerim…
Hayata karşı girilmesi gereken kavgaydı aşk.
Girdim…
Senin yaralı düşlerin sokmuştu beni bu yola.
Sevmeye ne kadar da istekliydin
Mutluluğa olan özlemini, hasretini dile getirirken,
Ve terlerken sarılmalar arasında,
Ne kadar da benimdin!
Belli etmiyordum ama
Ben de mutsuzdum en az senin kadar…
Kırılgan, vazgeçmiş…
Kazandığından fazlasını kaybetmiş bir yolcuydum bu yolda.
Evet mutsuzdum ama asla umutsuz değil!
Senden tek farkım buydu aşktan söz açıldığında…
Tam konacakken avcunun içine aşk,
Tam da yüzüne gülmeler inecekken gözyaşlarına inat,
Sen aldın tüm senli umutlarımı,
Kendi mutsuzluğunun içinde anlamsız kıldın…
O halde, yüzünü yüzümden sök at!
Sana bu kadar kızgın olmazdım inan;
Umutlarımı,
Mutsuzluğuna kurban vermeseydin…
Keşke…
Keşke diyorum, ben gelmeden sen gitmeseydin…
Gittin…
Oysa çoğaltmak vardı sevdayı…
Canlı tutmak vardı her zaman, hayatın en güzel kavgasını…
Gittin…
Sen harcayan oldun…
Umutlarım harcanan…
Bense;
Yürüdüğü yolda eskisinden daha öfkeli, daha kırılgan…..