bir yudum elif

bir yudum elif

Bak gördün mü şaştı cihan sen bana küstün küseli
Şevki kırıldı denizlerin dalgalanmayı bıraktı.
Güneş mesaisine artık geç kalıyor
Sabah bir türlü olmuyor elif….
Mevsimler duracağı yeri bilmiyor
Yaz günü saçlarıma karlar yağıyor, aklım başımdan gidiyor

Alıp götürdüler beni bu sayıklayan halimle…
Deliler hastanesinden girince içeriye
Herkes garip garip baktı yüzüme
Sorular sordular, aralarında konuştular,
Devan bir yudum ELİF deyip, bana dönerek başlarını salladılar.
Adını duyunca sıçradım yerimden, gözlerim fırladı yuvalarından.
Hani nerde o dedim? Haykırdım…
Bıraktığın yerdedir dediler.
Ama ben daha onu bulamadım ki dedim
Hepsi bana güldü, o zaman nasıl bu kadar sevdin dediler.
Korkarak konuştum inanmazsınız dedim.
Olsun sen yine anlat dediler…

Uzaktaydı elleri, yağmura dokunup hissederdim onu
Uzaktaydı gözleri, ay ışığına bakıp görürdüm sanki
Uzaktaydı yüreği, gözlerimi kapatıp pıt pıt dinlerdim benim için atan o kalbi.

Oğlum bu devirde böyle büyük aşk olurmu? Delimisin sen dediler.
Zaten kimsenin aklının yetemeyeceği kadar sevdiğim için
Beni buraya getirdiler, bana bu elbiseleri giydirdiler doktor bey dedim

Nerde yaşıyor kimin nesi bu elif dediler
Boynum bükük kaldı
Seni arıyormu konuşuyormu dediler.
Gözümden bir damla yaş aktı.
Yoksa seni sevmiyormu bu kız dediler.
Yüreğime bir ok saplandı.

Dön gel al beni bu gönlüme sır erdiremeyen delilerin elinden elifim
Bende mecal vallahi kalmadı

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir