Söz verdim…

Söz verdim…
Umuda yelken açmışken geceden kalma özlemlerimde,
unutmuşken senden kalanları
Dur demişken yüreğimdeki koca çırpınışlarına
Ne olur girme düşüncelerime yorma beni…

Söz verdim senden sonra hayata…
Söz verdim deli sevdalara atmak için sabırsızlanan yüreğime.
Kalman için ömür boyu derinlerinde gözlerimin sızlatma duru bakışlarını!
Ne olur zorlama seni bitiren zihnimi.
Bıraktığın kırıntılarını yok etmişken sevdanın
Açma kollarını sana uzak bu bedene.

Değil miydin?
Sana deli özlemlerimi sunarcasına dokunuşlarımı iten!
Bir omuz sıcaklığındaki şefkatime sığınmayıp
Kurtulamayacağın boşluklara soluksuz dalıp giden!
Sadakat denizimde büyüttüğüm sevdama sahip çıkmayıp
Bir türlü çözemediğim o kahrolası suskun haykırışlarınla beni derbeder eden!

Peki şimdi…neden?
Dur! yeter..! yoruldum artık..!
Dedim ya söz verdim…
Tek başına özgürlüğün tadını çıkarmaya
Değer vermemeye fazlasını haketmeyen insanlara
Yüreğime söz verdim artık onu kandırmayacağıma yalan aşklarla…

Yitirmeden aşka olan saygımı
Çık git düşüncemden!
Sana tuzlu bedenim çok yorgun ve durgun…
Kalmadı takati yüreğimin!

Daha kaç yangın sönecek bu yürekte emin değilim…

relativista

Sarhoş sevgi

Ortada bir sevgi var başıboş
Kime ait olduğu belli değil
Misali sarhoş…

Sevgim yola çıkmış
Yollar kapalıymış ne çıkar
Sevgim kalbinin yolunu bilmiyor mu?
Elbet oraya varmasını bilir.

Kaderin emrine uymak zorunda mıyız?
Hem kadere boyun eğenleriz
Hem de ona dizgin çekenleriz !
Hah ! İnsan deli olur
Yasak olan ne?
Ellerinin ellerime değmesi
Dudaklarının dudaklarıma

Bütün sorun burada:

Sevgi:Ellerinde,Dudağında nefesinde
Sevgi:Bastığın yerde saçının her telinde…

relativista

Merhaba

Merhaba

Yaşamak için, aşık olunmalı…
Çünkü aşk; yaşamın besleyicisidir.
Hayata ikinci bir merhabadır…

Göremediklerini görmen,
Duyamadıklarını duyman,
Hissedemediklerini hissetmen,
Tadamadıklarını ise tatman…
Bunların hepsi, aşkın eseridir.

Oysa ki aşksız yaşamak;
Tek başına zar atmak,
Bir amaca yürümeyen adımları tüketmek,
Geçici mutluluklarla kendini tatmin etmektir…

Ne mutlu aşkı tatmış olana,
Ne mutlu ki onlara; hayatla bir kez daha tanıştılar.
Üstelik bu defa,
Alışılmışın çok dışındaki bir hayata;
Merhaba…

Salih KARADAĞ *GodNarnia*

Ufuğu Gözlerken

Ufuğu Gözlerken

Hangi roldeyim bilmiyorum.
Bir karamboldeyim, gidiyorum.

Dünyamın ışığı zaten loş;
Sözler boş, nağmeler hoş.

Gönül yanmadıkça göz yaşarmazmış,
Sen girmeseydin dünyam kararmazmış.

İşte kelimelerin tükendiği yerdeyim.
Çünkü; hâlâ senin derdindeyim.

Yalnız değilim, çünkü hayalinleyim.
Hamurumla, kaderimin ellerindeyim.

Sen nefesim, düşüncem, aşım herşeyimsin,
Anla artık, sen benim helâlimsin!

Elveda Öncesi Serzeniş

Elveda Öncesi Serzeniş

Ciğerlerim nefes almayı unuttu,
Parmaklarım ise nasır tuttu.
Hasretin göz pınarlarımı kuruttu,
Dönmeni beklemek; son bir umuttu.

Zaman sana işlemeye başladı,
Işıklar birer birer kapandı,
Vücuduma ağırlık bastırdı,
Kutla bugünü, gözlerim karanlığa daldı.

Seninle açılan bu gözler, senden ötürü kapandı,
Acı ve gözyaşı yine kazandı.
Mezar taşıma adım yazıldı,
Altına da, imzan atıldı.

Birleşmez semada avuçların, bilirim,
Hiç umrunda değildir hâlim benim,
Çürüdü sana olan aşkım gibi tenim,
Senin de çekmendir, son dileğim.

ELVEDA

GodNarnia-Salih KARADAĞ

Aynı Kalp

Aynı Kalp

Sığmıyor sevgim,
Yetmiyor kalbim…
Haykırmak istiyorum dünyaya.
Dağlara kazımak istiyorum adını.
Yıldızlara sesimi duyurmak,
Okyanuslarda ses getirmek istiyorum.

Sığmıyor sevgim,
Taşıyor, taşıyor…
Her uzvum; “sen” diye atıyor.
Daha da fazla sen için;
Seviyorum, seviyorum, seviyorum…
Bana yer kalmadı bende.

Gülüşün oldu gülüşüm,
Yürüyüşün, bakışın, soluşun…
Kısacası ben, sen oldum.
Kendimi sende buldum.
Ve oracıkta bıraktım emanetimi,
Geri almaya da hiç niyetim yok gibi.

Şimdi gözden ıraklardayız.
Ayrı diyarlarda yaşıyoruz.
Ayrıyız, ama aynıyız…
Ayrı bedenlerde, aynı kaderi,
Ayrı bedenlerde, aynı kalbi taşıyoruz…

GodNarnia-Salih KARADAĞ

Saklambaç

Aşk ile saklambaç oynuyor gibiyiz…
Hiç sobelenmemek üzere saklanmış bir yerlere.
Ben ise yorulmaksızın onu arıyorum.
Tam buldum derken, yanıldığımı anlıyorum.

Kolay değilmiş “aşk oyunu”…
Başetmek zor, bulmak daha zor…
Ama aşktan vurgun yemişlere sözüm var, pes etmeyeceğim!
Sobeleyeceğim “aşk”ı…

GodNarnia…Salih KARADAĞ[

Nefes almaya çalışıyorum

Gittin ya…
Yoksun ya…

Alışmışken gözlerinin bile uzaklığına
Sevmelere tiryaki bu yüreğim
Bıraktın ya beni
her solukta yeniden doğmuşluğun huzuru
kokunla…

Şimdi yoksun !
ve yok sabah rüzgarlarında
Tenime deyecek tenin
Nefesimle sevişecek nefesin…

Geziyorum sokak sokak
Yürüyorum kaldırımları
ve bakıyorum herbir yana
senmiş gibi boşluklara
Kırık döküğüm bakamıyorum aynalara…

Yine bekliyorum
Hep bekliyorum
Beklemeler oldu sensizliğim
Dönmeyeceksin biliyorum…

Şimdi sorarsan eğer
Nerde,nasıl ne yapıyorum?
Tenimde bıraktığın kokunla
Nefes almaya çalışıyorum…

relativista

Kurmaca aşklar

Aşk sandımda düştüm kucağına
Kor sıcaklığındaki yüreğim
Sarsın istedim bedenini…
Ilık bir bakış eksikliğindeki gözlerim
Yüzsüz istedim derinlerinde…

Sevdalar istedim saflıkla bezenmiş
Sevdanı istedim
Hani kimsede sığınamayan…
İlmik , ilmik dokuyacağım
Yüreğimin en narin miliyle…

Çok mu şey istedim ?
Ya da imkansız mıydı çözemediğim lügatında..?
Belkide zor şeyler istedim
Bilemezdim ki zor olsa da , imkansız olsa da…
Sende hiç varolmadığımı..!

Oysaki boşuna çırpınıp durmuş
Kor sıcaklığındaki yüreğim
Hiçbir rolümün olmadığı aşk oyunlarında…
Halbuki ben o oyunlarda
Yalnızlığı bile oynardım
Şans tanısaydın…

Uzaktan , uzaktan yalnız olurdum sana ,
Abecesi benden sorulurdu yalnızlığın ,
Finali olurdu oyunun sevdamı haykırışım
Sana değil ama ; dünyalara…

Sen hiç olmadın
Ben hep vardım
Sana aşkı yazdım
Sen hep karaladın

Sanmaki ; başrolünü oynadığın
Kurmaca aşklara
Ben değil ;
Sen kandın..!

E y l ü l

Sana merhaba dediğimde yüzüme bakmadığın günü hatırla
Güneş içimi yakarken ,
Alnımdan terler akarken ,
ben o heyecanla ,
O şevkle ,
Bir önceki günün verdiği cesaretle ,
Sana ” merhaba ” dememiş miydim?
Aylardan ” eylül ” değil miydi söyle..!

Ağaçlar yeni yeni soyunurken ,
Bulutların gökyüzünü henüz kapladığı
Yağmurun habercisi soğuk rüzgarların estiği zaman
Acaba üşüyor mu diyen ben değil miydim ?

Sana ” seni seviyorum ” dediğim günü hatırla !
Cemre çoktan düşmüştü bile.
Çiseleyen yağmurun altında
Senin gülen gözlerine bakarak
” sana aşığım ” diyen,
Her sabah eylül’ün ılımsı soğuğunda
Evden çıkmanı bekleyen ben değil miydim ?
Aylardan “eylül” değil miydi..?

Sana yazdığım şiirlerin yüzüne bile bakmadan yırtıp attığında ,
Başında karabulutlar yok muydu ?
Oysa o şiirlerde sen vardın…
Sana olan aşkım vardı…
Bir türlü anlayamadığın ben vardım
Oysaki sen Aralık’tın , Ocak’tın , şubat’tın..!
Eylül kadar bile ılık olamadın..!

Eylül’dü poyraz esiyordu…
Dudaklarım kurumuştu.
O dudaklar ismini binlerce kez hecelemişti.
Artık hecelemeyecekler , artık kurudular,
Sana olan aşkımda kurudu
Sonbaharımı kışa , yağmurumu kara çevirdin..!
Güneş artık vurmuyor odama
Söndürdün Güneşimi, Öldürdün Eylülümü

Eylül’dü poyraz esiyordu…
Penceremden çiseleyen yağmuru izlerken
Sen geldin aklıma birden…