Aylık arşivler: Ocak 2008

çaresizlik

çaresizlik
bildim bileli bu yol boyu
ayak izlerim,boşluğa çıkan.
sebebi halimin,bilsen ölmekten basit.

aynı yerinde şehrin,üşüdüğümüz
kitlendiğimiz gözgöze gelip,
anlatamadığımız o his
birdaha hiç hissetmeyeceğimiz,
dönmemeye neden aradığımız.
nehirdi vakit
sürüklendik.

bu gidişi saymam
yeniden gel-git..
sığdıramam avuçlarıma kalanlarını
avutamam,anlatamam.

telaşlıydın giderken
yanına beni almayı unuttun.
eksik kaldi sayfası öykünün
düğümlenmek mi
boşluk mu olacak geçen her gece
nefes zehir
yaşamak delilik..

çaresizlik bu yol
bilsen sebebini bu halin
ölmek bile basit.

kaybolduğum boşlukta

‘kaybolduğum boşlukta
bölünsem bin defa
her parçam sen..’

cesaretin hevesten ibaret
görünce yolu,uzun ve ıssız
göze aldığın sevmek,uğruna harcadıkların
kan olup akana kadar gözlerinden.

kül rengi huzur dediğin bu.
batması güneşin/doğmasıyla aynı
içinden sevinci çıkarılmış hatıra
sır güzelliğinde bakmanın
acı bıraktığında..

Üzerimden kalkar bu yorgunluk

PsyChOpAth’s Avatar

Kayıt Tarihi: 09-11-07
Mesajlar: 27
Rep Puanı : 562
PsyChOpAth is a name known to allPsyChOpAth is a name known to allPsyChOpAth is a name known to allPsyChOpAth is a name known to allPsyChOpAth is a name known to allPsyChOpAth is a name known to all
İtibar Gücü: 8
Otomobil Dünyası

Standart
henüz kelimesizlikten ibaret
içime kazınmış sıyırıp atamadığım
sana dair ne varsa,yazık
ilkbahar yağmuru sandık
tutunamayıp savrulduğumuz o fırtınayı.

hangi avuntuyu getirip koyarım
yerine,üzerimden kalkar bu yorgunluk.

bölünmüşüz farzet

bölünmüşüz farzet
uğuldamış sessizlik bozulmuş bütün oyun
belkide dudaklarında bir mutlu eylül
can vermiş çırpınarak..

baharın sevinci düğümlendi yaşımıza
akan,telaş bir o kadar keder kaldı
yakışmadı hüzün göziçlerimize
düşün ki parçalandık
zor toparlamışken dağınıklığını
yaşananların..

son bu mevsim görüp göreceğimiz
ölüm tepinirken göğsümüzde.

farzet hiç olmadık

yığılıp kalırım

yığılıp kalırım

silinir öfkesi aşkın bakışlarımdan
yığılır sözler dilime,düşmez bir öteye,
sır kitlenir
adı ölmek olur beklemenin..

sayamadım daha yüzlerini
herkezin..
hala sensizim.

kaybolur içime sığdırdığım sevmek
yılların arasına karışır unutulur var olduğum
iki el arası başım,çıldırdığımı bilmez kimse
sızıyla dövüldüğümü,ağlamadığımı,
anlamadığımı nedenini yaşamanın..
severek büyüttüğümüz yanı aşkın
gömülür ardımdan..

yanmak bu hissettiğim hala düştüğünde içime
adını andığımda
hatırladığımda gülümseyişini..

bakışlarımda yük,yarım bırakmışlığın..

tutunulur ‘umuda’ kırık olsada
içte yer açıp tutulur sımsıcak,
yalan!..

kaçtığım yollara dönüp bakmayacak kimse
kimse bilmeyecek yığılıp kaldığımın sebebini

öfkesi aşkın,yük bakışlarımda
adı ölmek oldu bende
hala seni beklemenin..

karanlığı görebilirim göziçlerinde

karanlığı görebilirim göziçlerinde

gelip bırakılacak-alıp götürülecek,
basitliği sevmenin.
kalan ziyan olsa
umrunda değil.

anlamını yitirmiştir yağan yağmur
cümle içlerinde şiirin,
sonrası bir araya geldiğinde harfler
anlatamaz
sırılsıklam hali,
‘sevmekten mi yağmurdan mı’
muamma..

hep bahsedilecek sancıdan
yanan ateşten ve beklemekten
yoldan dönülecek
adı gitmek olacak ..

sevmenin karşılığı ortak olmak
yelkavonla akrebe
sürüklenmek zamanın içinde
göziçlerinde duran karanlığa aldanıp..

Yokmuymuş mu neymiş sevmek

Yokmuymuş mu neymiş sevmek
yalan gelen bize,farkedemediğimiz
ilk
buğulu halini..

acılarmı tamamladı bizi sevdam
artıklarımızı gömdük mü içimize,
yetinmesini beceremeden elimizdekiyle..

sözümü kafesledim artık
her sevişirken sakladığımız
çığlıklarımızı,koyverdim çıldırıp..

neymişse yaş gözlerimde
soluklandığım omzuna yaslanıp
gerilip kalmıştım sevmende..

varsa da gidecek yok,insan durup durup
devriliveriyor olduğu yere.
birde çaresi olmazsa korkularının
konuşmaktansa korkunç gelen
duvarlarla
insan kırıyor bir bir dişlerini..

bulutlarını görüyorum merakta kalma,
çalı bir gövdeye asırlık çınardan
devrilme dersi,bu hayat
benden sana..

sevdan ilk halindeki buğusuyla
-çamur koksada-
buram buram tütüyor gözlerimde.

sığındım

sığındım

Hiç unutmadığım bu koku
yangınından sonra..

değeri yitirilir asıl
asılı tuttuğun-tutunduğun
umudun yaşını bıraktığında
ki yakışmaz hiç
gözle gördüklerine.
bilmezler oysa iki sözle
yıkıldığını..

nefret taşıdıkca yük olur
göze.Yüz,bin yüz taşır.
ağır değildir söz çıktığında
vardığında yıkar ağırlığıyla.
okumakla anlaşılmaz,
hissedilir
yangının tam ortasında kalınca.

Yol ayrımı

Standart PsyChOpAth’ın Şiirleri
yol ayrımı

kurduğun düş kadar yalan
düştün mü yerde kalan
doğrultamadığın yaşam..

mesafe kısa ölümü anlatırsan
cümleler arası..Vardığın yol hiçliğe.
içinde şehir kurdun
şubat dedin üşüdün soğuğunda
sevmeye niyetliyken
içinde acıyı büyüttün.